His armband proves he was a red,
Torres, Torres...
"Youl'll Never Walk Alone" it said,
Torres, Torres...
"Youl'll Never Walk Alone" it said,
Torres, Torres...
We've got the lad from sunny Spain
He gets the ball and scores again,
Fernando Torres Liverpool's number nine..
Bu şarkıyla inledi Anfield Road tam 3.5 sezon boyunca. "A working class hero is all i want to be" demişti gelirken. Liverpool'un en şanssız döneminde geldi ancak. Buna rağmen oynadığı her maçta sonuna kadar mücadele etti, taraftarın Gerrard - Torres düosunun değişilmezi oldu.
We've got the lad from sunny Spain
He gets the ball and scores again,
Fernando Torres Liverpool's number nine..
Bu şarkıyla inledi Anfield Road tam 3.5 sezon boyunca. "A working class hero is all i want to be" demişti gelirken. Liverpool'un en şanssız döneminde geldi ancak. Buna rağmen oynadığı her maçta sonuna kadar mücadele etti, taraftarın Gerrard - Torres düosunun değişilmezi oldu.
Çıktığı her Chelsea maçında belalısı oldu Mavilerin. Bunun doğal sonucu olarak da Roman Abramovich gibi bir iş adamının takibine girdi. Gelen ilk teklif reddedildi; ancak Torres gitmek istiyordu çünkü kupa için geldiği Liverpool'da herşeye sahip olmasına rağmen kupasız kapattığı Atletico Madrid kariyerinden farksızdı şuanki konumu. Dalglish kendini Liverpool'dan üstün tutan oyuncu istemedi ve satılması yönündeki raporunu yönetime verdi.
Dün gece resmi site liverpoolfc.tv'de ilk olarak El Nino'nun Chelsea'yle görüşmelere başladığı, bir kaç saat sonra da €53M bonservis bedeliyle kulüplerin karşılıklı olarak anlaştığını yayınladı. Aynı haber başlığının altında ise Andy Carroll'ın £35M'a Liverpool'lu olduğu müjdesi(!) veriliyordu.
Duygusal yaklaşmadan düşünürsek Anfield'a "The Kid" olarak gelen Torres bugün 27 yaşında ve bahsedilen bonservis bedeli bu denli formsuz bir dünya kupası geçirmiş bir yıldız için fena değil. Ada'nın en iyi genç yeteneklerinden Andy Carroll ise Liverpool'da yıldızını parlatacak ve Suarez'le iyi bir ikili oluşturacaktır Liverpool hücum hattında.
Keşke bu şekilde objektif bakabilseydim bu transfere. Ancak bu bir Liverpool blogu ve burda Liverpool'la ilgili haberlere objektif bakma zorunluluğum olmadığını düşünüyorum. Keşke dünyanın en antipatik takımı olan Chelsea yerine kolundaki "You'll Never Walk Alone" dövmesinin ağırlığını taşıyabilecek bir kulübe gitseydi El Nino. Haftasonundaki Chelsea maçında onu mavi forma içersinde görünce neler hissedeceğimi bilmiyorum ama üzerinde tıpkı Lebron'un Miami formasının içinde, Owen'ın United formasının içinde durduğu gibi eğreti duracağını düşünüyorum. Liverpool'da bir efsanenin dönemi kapandı galiba. Umarım Chelsea forması ona uğurlu gelir ve hep istediği kupayı kaldırma şansını elde eder.
Gelelim Andy Carroll'a. Newcastle formasıyla kariyerinde sadece 41 Premier League maçına çıkmış bir oyuncu için fazla başarılı sezonlar geçirdi. "35 milyon sterlin'in ancak yarısı eder." diyor Bülent Timurlenk hakkında. Ben bir kaç sene içersinde efsaneler arasına gireceğini düşünüyorum yanında Luis Suarez olduğu süre zarfında.
2011 Ocak ayı transfer dönemi çok hareketli geçti Liverpool adına. Kral Kenny'nin önderliğinde beyaz bir sayfa açıldığını söylemek yanlış olmaz. Umarım ligin 2. yarısında yapılan bu değişiklikler Kırmızıların lehine döner ve sezon sonunda ligde hak ettiğimiz yerlere ulaşırız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder