Sıradaki Maç

3 Ocak 2011 Pazartesi

Merseyside Kırmızısı

     
6 yaşında bir erkek çocuğunun rüyasıydı Anfield Road. Hayal meyal mevsimlerden sonbahar, havanın da yağmurlu olduğunu hatırlıyorum. Turistik amaçlı bir İngiltere gezisi, babamın bana aldığı ilk forma, canlı izlediğim ilk futbol maçı. Daha sonraları aşık olacağım Sarı-Lacivert çubuklu formamdan bile daha eski yani.. 
  Kırmızı formayı giyip heyecanla maçı beklerken, sözlerini anlamama rağmen tüylerimi diken diken eden şarkıya eşlik etmek istediğimi de hatırlıyorum : “You’ll Never Walk Alone
  
  Fowler hep yaptığını yapıyor ve erken gelen bir gol sonucunda Liverpool maçı kazanıyor. Benim için o an belki şuanki kadar bir şey ifade etmese de otele mutlu dönüyorum. Sonuçta maçı benim tuttuğum o kırmızı takım kazanmış. Golü de sırtımda adı yazan adam atmış. Mahalledeki arkadaşlarımın hepsi maç yaparken Cantona, Romario, Rui Costa, Maldini’yken ben Fowler olmuşum. Benim çocukluğumun idolü olmuş bile çoktan. 

Merseyside’daki Türk’ün hikayesi bu işte. 96 senesinden bugüne gelen bi sempatizanlıktan ibaret aslında. Anfield’a bir sefer daha gitmem de başka bi post’a konu olsun, ama daha 20 yaşında olup seneye de Avrupa’da üniversiteye devam etme olasılığımı da varsayarsak daha nice efsanevi maçlar izleyeceğimi düşünüyorum KOP tribünüyle.

 Blogu açmam çevremde varlığından haberdar olduğum Liverpool sempatizanlarını belki sempatiden biraz daha öteye taşıyıp 2.takım olarak taraftar konumuna taşıyabilme isteğimden dolayı. Kalıcı olabilirsem neden olmasın. Hoşgeldik diyelim ve yavaştan başlayalım diyorum.
                                                                                                           Serhan Alpaydın

Not: Maçı buldum, 5-1 bitmiş. İlk gol de Fowler Reyiz’den.
http://reocities.com/Colosseum/6776/match8.html

2 yorum: